Oldukça yoğun bir rekabet hâlinde olan bu iki devin savaşlarından bir tanesiyse günümüzde oldukça bilinen bir banka olan Garanti Bankası’yla ilgili.
Türkiye’nin devlerinden Koç ve Sabancı’nın ilk ortaklığı olan Garanti Bankası, nasıl iki şirket arasında yaşanan bir soğuk savaşa dönüşüyor, gelin birlikte göz atalım.
Aslında hikâyemiz 70’li yıllarda Sabancı’nın hızla büyüyerek Koç’u geride bırakmasıyla başlıyor.
1975 yılında Koç Holding, hızla büyüyen rakibi Sabancı Holding’e karşı yapılacak bir hamle arayışına giriyor.
Sabancı’nın Akbank’a sahip olmasının, özelikle sahip olunan bankanın yeni yatırımlar için bir finansman kaynağı olması sebebiyle, Sabancı’nın hızlı büyümesindeki temel etken olduğunu düşünen Koç Holding de tıpkı rakibi gibi bir banka satın almaya karar veriyor.
Tam da bu noktada “neden satın alıyor ki kendi kursun işte” diye düşünebilirsiniz. O yıllarda devlet, bankacılık lisansı vermediği için yeni bir banka kurmak mümkün değildi.
Dolayısıyla dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda, bir bankaya sahip olmak için hâlihazırda kurulmuş olan bir bankayı satın almak gerekiyordu.
Banka satın alırsa Sabancı’nın rekabet avantajını elinden alacağını düşünen Koç, gözünü Garanti Bankası’na dikmişti.
Rakibi Sabancı gibi finansman kaynağı elde etmek isteyen ve rakibiyle aynı şartlar altında yarışarak onun önüne geçmek isteyen Koç, Garanti’yi almak için kolları sıvamıştı.
Mahmut Nedim İrengün ve Halil Naci Mıhçıoğlu tarafından 1946 yılında kurulmuş olan Garanti Bankası’nı kuruluşundan 30 yıl sonra, yani 1976 yılında almayı kafasına koyan Koç, aslında oldukça zorlu geçecek bir dönemin kapısını aralayacaktı.
O dönem borsa yoktu ve hisselerin, sahiplerinden teker teker satın alınması gerekiyordu.
Dönemin şartları dolayısıyla bu satın alma, günümüzde olduğu kadar kolay gerçekleşmeyecekti.
O yıllarda borsa olmaması sebebiyle bir hisse almak için hissenin sahibine direkt olarak ulaşılması gerekiyordu. Bu sebeple Koç, ülkenin dört bir yanına dağılmış olan hisse sahiplerine ulaşıp hisseleri teker teker toplamaya başladı.
Hisselerin %62’sini elde eden Koç Holding bu noktada durdu fakat bu çok büyük bir hataydı!
Çünkü Koç Holding’in, Garanti hisseleri peşinde olduğunu duyan Sabancı Holding de gözünü Garanti Bankası’na dikmişti.
Bir yandan onlar da hisse satın alıyordu ve yaklaşık %35’ini satın almışlardı.
Fakat diğer sektörlerde olduğu gibi sadece çoğunluk hisseye sahip olmak söz hakkı sahibi olma hakkını beraberinde getirmiyordu. Çünkü bankacılık sektöründe söz hakkı sahibi olmak için hisselerin en az üçte ikisine sahip olmak gerekiyordu.
Hâl böyle olunca Sabancı Holding, Garanti Bankası’nda alınacak önemli kararlara müdahale etme gücünü elinde tutmayı başarmıştı.
Yani başka bir deyişle Sabancı, bankanın yönetimi konusundaki kritik kararlara müdahale edebilecek seviyede hisseye sahipti.
Hatta öyle ki, sermaye arttırımı yapılması karşılığında bir karar alırken onda sekiz çoğunluğa sahip olunması şartını bile Koç’a dayatmışlardı.
Bu hususta Vehbi Koç tarafından kaleme alınan kitaptan bir kesitte şöyle bir ifade bulunmakta: “Böylece, sermaye tezyidi kararlarını bloke etme hakkını sağladılar. Bu safhada, biz, Sabancılar’a kendilerinin Akbank’ı olduğunu, Garanti Bankası’nı kalkındırmak için bize önemli fedakârlıklar düşeceğini ve bu sebeple yönetim hakimiyetinin bizde kalmasının şart olacağını anlatmaya çalıştık.”
Bu sebeple Garanti Bankası önemli kararları alamaz hâle gelmişti.
Zaten Sabancı’nın bu bankaya ortak olmasının sebebi kârlılık değil, rakibini rahatsız etmekti.
Düzenli olarak önemli kararlar konusunda anlaşamayan ortaklar sebebiyle Garanti Bankası resmen sert bir kayaya toslamıştı.
Garanti Bankası’nın ortasında kaldığı çapraz ateş, 80’li yıllara kadar uzayan çekişmeli süreç sonucunda Vehbi Koç pes etti ve hisselerini Doğuş Grubu’nun sahibi Ayhan Şahenk’e satarak banka macerasına son verdi.
1983 yılında hisseleri satın alan Ayhan Şahenk daha sonra Sabancı’nın hisselerini de satın alarak çoğunluk hissedar hâline geldi ve Garanti Bankası’nın sahibi oldu.
Garanti Bankası ilerleyen yıllarda da çeşitli ortaklıklara şahitlik etti.
2005 yılında General Electric’in ortak olduğu Garanti Bankası, daha sonra General Electric’in çekilmesinin ardından İspanyol bankacılık devi BBVA’nın ortaklığında ticari faaliyetlerine devam etti.
Zaman içinde BBVA’nın hisse oranlarını arttırdığı garanti bankası şu anda %85,97’lik hisselerin BBVA’da olması sebebiyle İspanyol ortağın hakimiyetinde varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Bu içeriğimizde de Vehbi Koç’un “Hatıralarım Görüşlerim Öğütlerim” adlı kitabında “Bana başarısızlık duygusu veren iş” olarak nitelendirdiği Garanti Bankası’nın hikâyesini anlattık. Siz Türkiye’nin önde gelen iki şirketi arasındaki bu savaş hakkında ne düşünüyorsunuz?
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: