Beşiktaş Valerien Ismael saçmalığından sonra bir türlü belini doğrultamamış, futbolu geçen sezon da ızdırap vermişti.
Sonuçtan bağımsız söylüyorum. Bu kez sanki heyecan verecekmiş gibi geldi bana. Giovanni van Bronckhorst sistemi olan bir takım yaratmış. Öyle görünüyor. Yense de yenilse de heyecan verecek gibi.
Beni şaşırtan Galatasaray oldu. Çok kötü başladı oyuna. Oysa hepsi birbirini tanıyan futbolcular. Özellikle ilk yarıda o kadar pas hatası yaptılar ki; dün tanışmış gibi sanki hepsi.
Süper Kupa maçı sürpriz bir golle başladı. Svensson’un ileriye gönderdiği topta Nelsson öyle bir hata yaptı ki; ayağının altından geçen top Immobile’nin önüne düştü. Immobile boşuna olmamış Immobile. Muslera ile karşı karşıya kaldığı anda topu filelere yolladı.
Immobile’yi bir de ilk yarının son dakikasında unuttu Galatasaray savunması. Rafa Silva’nın ortasında topa gelişine öyle vurdu ki… Topun üstten auta gitmesi Galatasaray adına şanstıb
1-0 biten ilk yarının görüntüsü şuydu:
1 – Galatasaray geçen sezonki Galatasaray gibi değildi. Takım olma özelliğini kaybetmiş gibiydi.
2 – Beşiktaş da geçen sezonki Beşiktaş değildi. Bu kez takım olmuş gibiydi, yeni transferler çabuk uyum sağlamıştı.
3 – Rafa Silva ile Immobile takıma büyük güç kazandırmıştı. Rafa Silva’nın savunmaya da destek vermesi ve kritik hamleler yapması dikkat çekti.
4 – Icardi ortada yoktu. Torreira da öyle. Nelsson’un zaten yaptığı büyük hata inanılmazdı.
5 – Beşiktaş bazı taktikleri çok çalışmış; bu anlaşıldı. Özellikle çizgi savunma. Bu nedenle Galatasaray’ın iki kez ağlara giden topu ofsayta takıldı.
Gelelim ikinci yarıya.
Okan Buruk, ikinci yarıya Kerem ve Mertens’in yerine Batshuayi ile Barış Alper Yılmaz’ı alarak başladı.
Bu hareket getirdi sanki. Zaten ilk tehlikeli atağını da 48. dakikada Batshuayi ile yaptı. Onda da topu Mert Günok çıkardı.
Ama bu sezon Beşiktaş’ın farklı olacağı belli.
Giovanni van Bronckhorst, kenarda. Sanki sahada o da oynuyor. Nasıl defans yapacaklarını, çizgide nasıl kalacaklarını, nasıl hücum yapacaklarını kenardan el kol hareketleriyle anlatıyor.
Zaten yine böyle bir atakta ikinci golünü attı Beşiktaş. 53. dakikada sürpriz bir şekilde hücuma çıkan Svensson’la durumu 2-0 yaptı. Golde Rafa Silva’nın payını unutmayalım.
Okan Buruk bu golden sonra Ziyech ve Berkan’ı kenara aldı, Yunus ve Kerem Demirbay’ı soktu.
Galatasaray baskılı görünüyordu görünmesine de Beşiktaş yine Giovanni van Bronckhorst’un taktiği ile kontrataklarda daha tehlikeli oluyordu.
67. dakikada Giovanni van Bronckhorst’tan beklenmeyen bir hamle daha geldi. Takımdan gönderilmesi beklenen (Demek ki bunu Giovanni van Bronckhorst beklemiyormuş) Onana’yı Semih’in yerine oyuna aldı. Okan Buruk da Torreira’nın yerine Zaha’yı sokarak tüm riskleri aldığını gösterdi.
Ama bütün bunların ardından Rafa Silva’nın pasıyla ceza alanına giren Gedson Fernandes Abdülkerim Bardaçı’nın müdahalesiyle yerde kalınca hakem Atilla Karaoğlan penaltı noktasını gösterdi. Topun başına gelen Immobile öyle bir vuruş yaptı ki. Muslera çaresiz kaldı: 3-0.
87’de Nelsson’dan büyük bir hata daha geldi. Yine topu ayağının altından kaçırdı, oyuna giren Mustafa Hekimoğlu kaleciyle karşı karşıya kalacaktı ki; düşürdü. Ve kırmızı kartı gördü.
Maçın yıldızı Rafa Silva’nın 90. dakikada attığı gol ise iyi oyununun ödülüydü bence. 90+2’de Mustafa da atınca maç 5-0 bitti. Asisti yapanın da Rafa Silva’nın olduğunu söylemeliyim.
Beşiktaş Süper Kupa’yı kazandı. Hem de Galatasaray’ı farklı yenerek. Giovanni van Bronckhorst takıma kimlik kazandırmış. Bu belli. Immobile ve Rafa Silva da öyle. Immobile alkışlanarak oyundan çıkarken Hasan Arat ve yönetimini kutlamak lazım. Böyle oyuncuları kazandırdıkları için.